child porn bonusu veren HD siteler milf bonusu siteleri deneme Free Sex Bonusu Veren HD Siteler

Süper yazın finali: Amerika Açık

ALP USTAOĞLU

Teniste Roland Garros ile başlayan Wimbledon ve olimpiyatlarla devam eden “Süper Yaz” Amerika Açık ile final yapacak. Londra ve Paris’ten sonra tüm oyuncular New York’a taşındı. Tabii ki New York’ta 2 hafta süre ile oynanan turnuva kendine has yapısı ile çok farklı tatlar içeriyor. Tenis seyircisi genel anlamda tiyatro seyircisi gibidir. Tiyatro seyircisi oyundan oyuna, şehirden şehre farklılık gösterir. Oyuncular da bu seyirciye göre kendilerini ve oyunlarını organize ederler.
Teniste de benzer bir durum var, Wimbledon’da daha disiplinli ve geleneksel bir seyirci varken, New York’ta daha rahat ve Amerikan kültürünü yansıtan bir topluluk bulunur.
Maç sırasında ayakta dolaşan, aralarında konuşan veya oyunculara laf atan, sonuçta aslında maça tamamen eğlenmeye gelen bir seyirci karşısında oynamak kolay değildir. Her an yeni bir Hollywood yıldızı gelebilir ve tribünlerde kıyamet kopabilir. Bununla beraber yukarıdan hiçbir yerde geçmediği kadar uçak, helikopter vb. araçlar geçer, tam servis atarken bir jet motoru sesiyle irkilebilirsiniz.

Adaptasyon sorunu
Tenisçilerin de bunun bilincinde olarak kendilerini buna göre organize etmeleri hatta bu dış faktörlerle eğlenmesini bilmeleri gerekir, adapte olduğunuz ölçüde Amerika Açık’ta başarılı olma şansınız da artar. Ancak bunların hiçbiri 2 haftalık tenis şölenini gölgelemez aksine renklendirir, Amerika Açık tüm renkleri ile bu sene de spor dünyasına çok farklı tatlar bırakıyor.

Olimpiyatlarda tenis maçları Paris’te Roland Garros kortlarında toprak zeminde oynandı, olimpiyatların Wimbledon sonrasına gelmesinden dolayı zemin olarak çimden toprağa geçiş fiziksel olarak çoğu oyuncuyu zorladı. Durum böyle olunca Amerika Açık’ta ilk hafta çok sayıda sürpriz sonuç ortaya çıktı ve önemli isimler turnuvaya veda ettiler.

Sakatlık ya da yetersizlik
Bu vedaların çoğunluğu da fiziksel sakatlık veya yetersizlik kaynaklı olarak gerçekleşti. Bu anlamda özellikle kadınlarda pek çok farklı oyuncuya üst turlar için alan açılmış durumda. Elena Rybakina ve Karolina Pliskova hiç oynamadan 2. tur maçlarından çekildiler, Maria Sakkari ise ilk tur maçında henüz maçın başında oyunu bırakmak zorunda kaldı.
Emma Raducanu, Leylah Fernandez, Caroline Garcia, Jelena Ostapenko gibi New York’ta üst turlarda görebileceğimiz veya çıkış yapabilecek oyuncular turnuvaya ilk turda veda ettiler. Erkeklerde ise Carlos Alcaraz ve Novak Djokovic gibi iki ana karakter daha ilk haftada elendiler. Carlos Alcaraz maçtan sonra basın toplantısında aslında New York’a çok hazır gelmediğini ve bu sonucun normal olduğunu söyledi.

Swiatek ve Sabalenka
Alcaraz’ın sözleri aslında kadınlar ve erkeklerde olimpiyatların araya girmesinin bu seneki akışı ne kadar etkilediğinin bir itirafı gibiydi. Son sonuçlardan sonra kadınlarda Iga Swiatek, Aryna Sabalenka ve 4. turda Emma Navarro’yu geçebilirse Coco Gauff’un biraz daha ön plana çıktığını söyleyebiliriz.
Erkeklerde ise özellikle Alcaraz ve Djokovic’in vedası şampiyonluk adına Jannik Sinner ve Daniil Medvedev’i iştahlandırmış olmalı. Final öncesinde yolları kesişecek iki oyuncudan ayakta kalabileni New York’ta 2. grand slam şampiyonluğunu kutlayabilir. Diğer tarafta ise Zverev, Dimitrov ve Rublev gibi son dönemin yükselen oyuncuları da ilk grand slam şampiyonluklarını bu sene Amerika Açık’ta kazanabilirler. Sonuçta özellikle Djokovic’in elenmesi turnuvayı diğer yüksek seviye oyuncular için bir fırsatlar denizine çevirmiş durumda. Ve son olarak Qinwen Zheng… Büyük bir potansiyeli olan Çinli oyuncu artık bunu sahaya tam anlamıyla yansıtmaya başladı. Son olarak Paris olimpiyatlarında altın madalya kazanan Zheng, dünya sıralamasında da 7 numarada bulunuyor. Sene başında Avustralya Açık’ta final oynayan Zheng, New York’ta 4.turda zorlu bir rakip olan Donna Vekic’i geçebilirse, benzer bir başarıyı burada da yaşayabilir.

Djokovic’in yolculuğu
Djokovic yaza başlarken Roland Garros Wimbledon Olimpiyatlar ve Amerika Açık dörtlemesini yaparak kariyer zirvesi yapmayı planlıyordu. Ancak diz sakatlığı bunu yapmasına engel oldu, yine de olimpiyatlarda altın madalya alarak yapbozun eksik parçasını tamamlamış oldu.
Diz ameliyatından 40 gün sonraki Wimbledon finalini de sayacak olursak aslında Sırp oyuncunun hiç de fena bir yaz geçirmediğini söyleyebiliriz. Tenis için ileri sayılabilecek bir yaşta olmasına rağmen hala üst düzey rekabet içinde olabilen, kendisinden 18-20 yaş gençleri en zor turnuvalarda hiç zorlanmadan yenebilen Djokovic belli ki en az 2 sene daha tenis yolculuğuna devam edecek. Amerika Açık’tan önce 4 sene sonraki Los Angeles Olimpiyatlarına katılmak istediğini söyleyen Sırp oyuncu belki de kariyer finali için böyle bir organizasyonu hayal ediyor.
Bu sene New York’ta da basın toplantılarında benzer mesajlar verdi: “Hala sistemin içindeyim ve devam etmek istiyorum”. Geçen sene Roland Garros’ta katıldığım basın toplantısında ise en büyük korkusunu dile getirmişti, “İstediğiniz kadar kendinize iyi bakın, belirli bir yaştan sonra sakatlıklar çok daha zor iyileşiyor, bazı zamanlar bunun zorluklarını yaşıyorum.” Djokovic önümüzdeki dönemde sağlıklı bir sekans yakalayabilirse başta 25 grand slam şampiyonluğu olmak üzere tüm istatistikleri tekrar baştan yazabilir.

Jübile kıyısından zirveye çıkış
Paula Badosa 2022’de dünya iki numarasını gördükten sonra yaşadığı sırt sakatlığı sebebiyle neredeyse tenisi bırakma noktasına gelmişti. Oyun yapısı olarak çoğu tenisçiye ters gelen büyük bir potansiyeli olan Badosa, Amerika Açık’ta harika bir performans sergileyerek 4.tura yükseldi ve bu şekilde tekrar zirvelere geri döndü.
Aynı şekilde all-court oyununun en büyük yeteneklerinden olan Çek Karolina Muchova da 2023’teki Roland Garros finali ve Amerika Açık yarı finalinden sonra yaşadığı dirsek sakatlığından sonra aynı Badosa gibi tenisi bırakma noktasına gelmişti. “O dönemde değil raket bardak bile tutamıyordum” diyen Muchova Del Potro ve Dominic Thiem gibi yıldızları tenisi bıraktıran dirsek sakatlığını atlatarak bu sene Amerika Açık’ta 4.tura yükseldi. İki oyuncu da aslında tenisçilerin spor hayatının kırılganlığını ve pes etmeden, hayal ederek çalışmaya devam etmenin ne kadar önemli olduğunu bize göstermeleri açısından Amerika Açık 2024’ün en büyük hikaye yazarlarından biri oldular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir